28 Eylül 2008 Pazar

Tak Takıştır





Tak takıştır 2008 eylül ayı etkinliğine davet aldım supprusstaki arkadaşımdan. her ne kadar yaptığım takıların uyduruk olduğunu söylesem de icabet etmekten kendimi alamadım.1. takının söyleyebileceğim bir özelliği yok.2. takı benim için daha özel çünkü keçe boncuklarını kendim yaptım. en alttaki gerçekten uyduruk oldu. Takı denir mi bilmiyorum. Onu aslında kızım Firuze kemer olarak örmeye başlamış ve bitirmeden bırakmış nedense. Ben de ortasına bir  form verip boncukla iş koydum üzerine. Takı ve elbise yakası arası bir şey oldu. Siz en iyisi daha profesyonel takılar görmek için ev sahibi arkadaşımın http://supprusstaki.blogspot.com/ sitesini ziyaret edin. Takılar 11-12 ekim tarihlerinde bu sitede sergilenecek.

Çanta Çanta

yemeniden çanta






Bu aralar hep halihazırda olan işlerimi paylaşıyorum sizinle. Bunlarda onlardan. Üstteki yemeni çanta nın benim açımdan modası geçti nerdeyse. Çünkü iki üç yıl önce bunlardan sayısını hatırlayamayacak kadar çok yaptım eşe dosta hediye. Çiçeklerin etrafını pulla işledikten sonra bir de kumaş simi geçtim. Resimde pek belli olmamış ama çanta ışıl ışıl parlıyor  gerçekte.
Alttaki çantaları alışveriş çantası olarak yaptım. Malum artık doğaya bir dönüş var küresel ısınma dolayısıyla. Mümkün olduğunca az kullanmalıyız naylon poşetleri. Çantaların üzerindeki çiçekleri çengelli iğne ile tutturdum. Yeri geldiğinde çıkartıp çantaları makinada rahat yıkayabilelim diye. Aslında blog camiası olarak üzerine gidelim diyorum bu poşet olayının.

11 Eylül 2008 Perşembe

Takıcıklar

yemenili takı

yemenili-keçeli-örgü boncuklu

yemeni örgü boncuklu takı




Bu takıcıkların ortak özellikleri ana iskeletinin yemeniden oluşması. Yemenilerden bir şeyler dikmeyi çok seviyorum. Haliyle kıyısından köşesinden artanları bile kıyıpta atamıyorum. Şimdilik bunlar çıktı ortaya.b Bekleyelim bakalım daha neler çıkacak.

2 Eylül 2008 Salı

Kızım Dikiş Öğreniyor

Resim 007

Yıllardır dikiş merakımı kendi kendime gidermeye çalışmaktayım. İki kızım var ve onlar diktiklerimin sadece kulanım bölümüyle ilgililerdi. Tabi büyüdükçe okul hayatı, ş hayatı diye ufak ufak yuvadan uçtular. Hem de 700 küsur km. mesafeye. Eh araya bu kadar mesafe girince de taktir edersiniz ki her akıllarına estiğinde anne şunu diker misin, bunu diker misin olayı da kısıtlandı. Hal böyle olunca yıllardır ben dikerken yan gözle bile bakmayan büyük kızım Fulya da, gizli bi dikiş dikme hevesi olduğu ortaya çıktı. Ben de hevesi kaçmadan elimdeki iki makinadan birini hemen gönderdim ki en azından söküklerini olsun dikerler ümidiyle. Gel gelelim,kızım daha önce makinanın m si ile bile ilgili olmadığından makinaya iplik takma, masuraya iplik sarma ve mekiği makinaya takma, ipliği iğneye geçirme olaylarını uzun telefon görüşmeleri sonunda öğrenebildi. Ben dikiş dikme hevesinin daha bu aşamalarda geçeceğini düşünürken, kızım kendine bir elbise dikmiş bile. Tatile gelince bana sürpriz yaptı. Bakar mısınız daha makina kullanmayı bile yeni öğrenen biri için hiç fena değil(mi)
Umarım daha çok dikişlerini paylaşırım buradan sizinle. Ellerine sağlık Fulya cım. İyi günlerde giy elbiseni.