8 Aralık 2008 Pazartesi
Eski Bayramlar
Biraz geciktim ama buradan herkesin kurban bayramını kutluyorum. Uzun sayılabilecek bir tatildeyiz. herkesin gönlünce geçirmesini diliyorum. Efendim malum bayram hazırlıkları, allah herkesinkini kabul etsin kurban olayı filan, Fırsat bulup tek tek bayram ziyareti yapamadım sitelerinize. Sanırım bayramların tadını en çok çocuklar, gençler ve yaşlılar çıkartıyor. Çocuklar bayramlık, şeker-çukulata ve harçlık yönüyle; gençler tatil; yaşlılar da gelecek ziyaretçiler yönüyle mutlu oluyorlar. Biz orta yaş gurubu daha çok işin sorumluluk kısmıyla ilgiliyiz. Benim çocukluğumda büyüklerimiz ah eski bayramlar derlerdi. Sonra anladım ki bu söz her dönem kullanılıyor. İşin aslı herhalde eski bayramlar değil de çocukluğumuzun bayramları. Benim çocukluğumda (9 yaşına kadar köyde geçti) bayramlarda ellere kınalar yakılırdı. Giyeceğimiz yeni cicilerden ziyade kınanın tutup tutmayacağı heyecanı ile uyku tutmazdı bütün gece. Sabah kalkıp ellerimizi yıkadığımızda gördüğümüz manzara belirlerdi bayramımızın iyi geçip geçmeyeceğini. Annelerimizin arife günü yaptığı hazırlıklar bile heyecanlandırırdı bizi. Şimdi aynı hazırlıkları biz görev icabı yaparken, acaba çocuklarımızda aynı heyecanı duyuyorlarmı(ydı) bilmiyorum. Ama şu da bir gerçek git gide eski anlamını kaybediyor bayramlar. Çocuklarımıza en azından ilerde güzel bir iz bırakabilecek bayramlar yaşatabilmeliyiz ki onlarda kendi bayramlarını anlatabilsinler. Benimkiler artık çocukluktan çıktılar. Bayramları bir arada geçirdiğimiz de ender. Onlar gelemedi bu bayram. Son gün ben gidicem kısmetse. Ayrıca annem, babam,ablam, abim ve biçok akrabam orada. Bir taşla birkaç kuş vurucam Yani.aslında memleketinde olan ben gurbette sayılıyorum. Hayat şartları bizleri ister istemez dağıtıyor bir taraflara. Bayramlarda bir araya gelememenin burukluğunu yaşıyorsak demek ki bayram ruhunu kaybetmemişiz. Umut var yani. Lafı çok uzattım ama birazda bayram hazırlıklarından bahsetmek istiyorum iznizle. Genel olarak her yörede bayramın en birinci yiyeceği baklava sanırım. Bizim buralarda da baklavanın yanında kurabiye ve nokul da yapılır. Nokul iki çeşit yapılır biri soğanlı kıymalı içle, diğeri de kuru üzüm, ceviz ve şekerli içle. İlerde kurabiyenin tarifini veririm.nokul içinse daha önceden yayınladığım yoresel yemek sayfasına bakabilirsiniz. Biz bayram hazırlıklarını eltim sinuwa ile beraber yapıyoruz. arife günümüz biraz yoğun ve yorucu geçiyor ama beraber iş yaparken mutlu olduğumuzdan yorgunluğumuz biraz hafifiliyor. Hepinizin bayramını tekrar kutluyorum.anılarınız hep bayram tadında olsun.


Labels:
bayram,
eski bayramlar,
kurabiye,
nokul
5 Aralık 2008 Cuma
Yarım Kalmış Kaşkol
Bu kaşkolu kızım Fulya örmüş elindeki bir yumaktan çıkacağını zannederek. Ne yazık ki istediği boyuta kadar yetmemiş ip. Bana verdi söküp değerlendireyim diye. Ben iki sıra altta bile bi yanlışlık yapsam örgüde sökmeye kıyamam nedense. Burada da kıyamadım kızımın emeğine. Şöyle bir şey yapayım dedim.
İlk önce kaşkolun arka ortasından bi baş boyu uygun bi ip ve tığ ile birleştirdim. Siz bakmayın fotoğrafta ipin sırıttığına. Parlama yapmış gerçekte çok farklı durmuyo. Tabi burayı dikebilirdimde sadece. Ama biraz genişletmek istedim.
Eklediğim bölümün karşısına da yine tığ ile iki sıra su gittim toparlamak için. Karşılıklı iki de motif çiçek kondurdum biri düğme görevi görsün diye.
İşte kızımın kısacık kaşkolu yarım saatte böyle seyyar bi kapşon haline geldi. Bakalım görünce ne diyecek. Şimdi sırada diğer kızımın epey bi kullandığı ama artık elden çıkardığı normal boyutta bi kaşkolu var. Bakalım ona da bir iyilik düşünüyorum ama kısmetse bayramdan sonra artık.
Labels:
el örgüsü
4 Aralık 2008 Perşembe
Örgü Yelek
Bu yeleği yeni bitirdim.beğenirlerse kızların birisine gidecek. Örgüde çok başarılı değilim ama zevk alıyorum örerken. Yakın çekimlerde de başarısızım. Yine de örneğini göstermeye çalıştım. Zaten bir çoğunuzun bildiği bi örnektir herhalde.
Labels:
el örgüsü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)