14 Ekim 2008 Salı

Sonbahar

yürüyüş güzergahımız küçük bir su içme molası

asma köprü

Aslında evimizin önündeki ıhlamur ağacının yapraklarını sürekli balkonuma atmasından anlamıştım sonbaharın geldiğini. Ama iki gündür çıktığım sabah yürüyüşlerinde iyice emin oldum. Bu aralar evime hasret kaldığımdan mıdır nedir dış dünya ile ilgimi kesmiş durumdaydım. İlkbaharda bir heves başladığımız sabah yürüyüşlerimiz araya hastalıkların (önce kayınvaldemin ameliyatı, Sonra da babamın ki) girmesi ile bugünlere kadar kesintiye uğramıştı.Dün nihayet başladık yürüyüşlerimize.  Dedim ya eve kapandım diye tabiattaki renk değişimini de kaçırmışım bu arada. İki gündür renk cümbüşünü içime çeke çeke yapıyorum yürüyüşümü. Kim ne derse desin sonbahar benim en sevdiğim mevsim. İlk baharın tersine bende hep sonbaharda canlanır bir şey yapma hevesleri. kışa dair planlar yaparım kendimce. Sanki kıtlık olacakmış gibi kışlık gıda stokları yaparız ev kadınları olarak mutfak dolaplarına. Ben de yaparım kendi çapımda kış hazırlıkları (oysa her mevsim her şey bulunuyor günümüzde) Sakin yaşamayı sevdiğimden herhalde yaz ayları yorar beni. Sonbahar dinlenmeye geçiş zamanıdır. Bugün yürüyüş esnasında birkaç kare fotoğraf  çektim ilçemizin doğal güzelliklerini paylaşmak için. Ama fotoğraf çekme olayında daha çok yeni olduğumdan olduğu gibi yansıtamamış olabilirim güzellikleri. Hele yapraklar tamamen sararsın siz esas renk cümbüşünü o zaman görün. Kavak ağaçlarının altın sarısını, kavlanların kızıla dönüşünü, çam ağaçlarının yeşilliğini. memleketimin her mevsimi ayrı güzel.



Hiç yorum yok: